Esbab-ı maddiyenin (maddi sebeblerin yani hava, su, toprak, yumurtalardaki atomlar) elleri ve âletleriyle hiçbir cihetle yerleşemedikleri, belki tam zahirine de temas edemedikleri küçücük zîhayat (canlı), küçücük hayvancıklar, en büyük mahluklardan daha ziyade san’atça acib (harika), hilkatçe bedî’ (yaratılışça, vücud şekli olarak benzersiz) bir surette oldukları halde, o camid (cansız), cahil, kaba, uzak, büyük ve birbirine zıd olan sağır, kör esbaba (sebeblere) isnad etmek, yüz derece kör, bin derece sağır olmakla olur!..
Asa-yı Musa – 160