Soru: Bir ilahiyatçı Prof. diyor ki: “Avrupada hristiyan bir ailede doğsaydınız Müslüman olmayacaktınız”. Bu adalet i ilahiyeye zıd değilmi?
El-Cevab: Elbette Avrupada veya Amerikada hristiyan bir ailede doğanlar, hristiyan dinine göre eğitim alıyor, o dine öncelikle girmiş oluyor.. bunda adalet i ilahiye veya imtihan sırrı açısından bir zaaf yok..
“Lâ yükellifullahu illa vüs’ehâ :
Allah hiçkimseye kaldıramayacağı bir yük yüklemez” ayeti, herkesin kendi içinde bulunduğu şartlar çerçevesinde imtihana tâbi olduğunu ilan ediyor.
Fıkıh ve ilm-i kelam âlimlerimiz, islamiyet ve Hz Muhammed a.s.m.’dan önce yaşamış insanların, kendi Peygamber ve Dinlerindeki hükümlere uymak ve ona göre Allaha iman ve ibadet etmek ile sorumlu olduklarını yazmışlar.. Zaten 10 Emir, Musevileri de İsevileri de bağlar… o 10 Emre uydular ise, ehli necat olurlar… Cennete girerler.
Peygamber gelmeyen kavme azab ve imtihan olmayacağı, birkaç Ayet ile sâbit.. Dolayısıyla insanlık aleminde Peygamber duymamış, onun getirdiği mesajı / tebliği işitmemiş olanlar da, katil gibi büyük günahları işlemedilerse, ehli necat olacaklar…
İmam-ı Gazali Hz ve Bediüzzaman Hz eserlerinde yazmışlar, Fetret hakikatini izah etmişler :
Peygamberimizden bugüne kadar, 1400 senedir, ister Hristiyan âleminde, ister Çin’de, ister Eskimo ülkesinde doğan insanlar, Peygamberimizin mesajı olan islamiyetin tebliğini tam ve doğru tarzda işitmemiş ve öğrenememişler ise, kendi Dinlerindeki emir ve yasaklara göre yaşamak ve Allaha kulluk yapmak ile sorumludurlar..
Her Dinde adam öldürmek yasak ve haram. Hırsızlık haram.. Zina haram… vs.
Amma islamiyetin tam ve doğru tebliğine ulaşırsa, karşısına 2 yol çıkıyor :
1.. İslamiyetin inanç ve hayat ilkelerinin daha üstün olduğunu, kendi eski inancındaki doğru hususları teyid ettiğini, eksik ve hataları düzelttiğini görüp insafla düşünen ve hidayeti kabul edenler… ki her sene dünyanın her ülkesinde binlerce insan hidayete eriyorlar. İrade ve seçimleriyle islamiyete giriyorlar.. Cennetteki makamları, islamiyeti duymamış ve ehli cennet olmuş hristiyanlardan çok daha yüksek makamlara ulaşabilirler.. zaten bu makamlar da Haşir Muhasebesinde belli olacak…
2… Kendi eski dininde kalmaya karar verenler… burada islamiyetin ve Peygamberimizin sahte olduğuna, hak din olmadığına, tebliğ ettiği ilkelerin yalan olduğuna dair bir hükme varıyor.. Bu hüküm ve karar, onu mes’ul eder ve cezaya müstehak eder… Çünki binler delile dayanan bir Hak Dini, sahte ve sapık bir yol olarak kabul ediyor. Peygamberimizi de sahtekar ve düzmece olarak (hâşâ) kabul ediyor..
İlahiyatçi Profesörü çürüten en büyük delil, avrupada, kuzey ve güney amerikada, afrikada ve filipinlerde, her yerde, her sene yüzbinlerce hristiyanın, islamiyeti kabul etmesidir…
Bu da kabul etmeyenler açısından, yukardaki 2 alternatif çerçevesinde, ya tebliği tam işitmediği için kendi dininde imtihana tâbi tutulacak… yada tebliği çok iyi işitip anladığı halde, reddettiği için sorumlu olacak…
Yani herkes irade ve hürriyet sahibi ve her hâlukârda imtihan devam ediyor, kaldırabileceğinden ağır yük yüklenmiyor…
Âlâ-yı illiyin ile esfel-i sâfilin arasında binlerce mertebe, derece ve dereke mevcud…
Şu yazımız da faydalı olabilir :
Fetret Devri ve Fetret Ehli nedir?
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10160574694202708&id=648922707
Dr. Ali Kemal Pekkendir