Görünen evren, görünmeyen Evrenin üstünde tenteneli bir perdedir :

Görülmüyor mu ki: Gözle görülmeyen hurdebînî (mikroskopik) bir hayvanın ne kadar keskin duyguları var ki, arkadaşının sesini işitir, rızkını görür, gayet hassas ve keskin hisleri vardır.

Şu hal gösteriyor ki; maddenin küçülüp inceleşmesi nisbetinde âsâr-ı hayat tezayüd ediyor (hayatın eserleri, göstergeleri çoğalıyor), nur-u ruh teşeddüd ediyor (ruhun nuru şiddetleniyor, güçleniyor).

Güya madde inceleştikçe, bizim maddiyatımızdan uzaklaştıkça ruh âlemine, hayat âlemine, şuur âlemine yaklaşıyor gibi hararet-i ruh, nur-u hayat daha şiddetli tecelli ediyor.

İşte hiç mümkün müdür ki: Bu madde perdesinde bu kadar hayat ve şuur ve ruhun tereşşuhatı (belirtileri) bulunsun; o perde altında olan âlem-i bâtın (gizli alem, karanlık evren), zîruh ve zîşuurlarla (ruhlu ve şuurlu varlıklar ile) dolu olmasın.

Hiç mümkün müdür ki: Şu maddiyat ve âlem-i şehadetteki (maddi ve görünen evrendeki) mananın ve ruhun ve hayatın ve hakikatın şu hadsiz tereşşuhatı ve lemaat ve semeratının menabii (belirtileri, parıltıları ve neticelerinin kaynakları), yalnız maddeye ve maddenin hareketine irca’ edilip izah edilsin.

Hâşâ ve kat’â ve aslâ! Bu hadsiz tereşşuhat ve lemaat gösteriyor ki:

Şu âlem-i maddiyat ve şehadet (maddi ve gözle görünen evren) ise, âlem-i melekût ve ervah (görünmeyen, gizli ruhlar ve melaike âleminin) üstünde serpilmiş tenteneli bir perdedir.

Sözler – 509

Said Nursi r.a.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir