UZAYLILAR ???
Dünyamızın bu kadar küçüklüğü ile beraber bu kadar çok hayat sahibi, ruh sahibi canlılara ev sahipliği yapması gösteriyor ki, bu Evren, görünen (âlem-i şehadet) ve görünmeyen (âlem-i gayb) bütün alemleri ve galaksileri ve yildızları ile, şuur sahibi, akıl sahibi, hayat sahibi varlıklar ile baştan sona doludur.
İnsan ve hayvan ve bitkilerin, bu dünyada yaşamaya uygun organlar ve vücut yapısında yaratıldığı gibi, Uzaydaki Canlı/Şuurlu Varlıklar da yaşadıkları yıldız, gezegen yada âlemin ortamına, şartlarına uygun bir yapıda yaratılmışlardır..
Nurdan/ışıktan, Fotonlardan, EM Dalgalardan, radyasyondan, X ışınlarından, Gama dalgalarından, Nötrinolardan, Helyumdan, Hidrojenden ve uzaydaki diğer Enerjik maddelerden yaratılan Bu Akıl/Şuur sahibi Canlıları, islamiyet ve semavi dinler ve Kitablar, MELAİKE (MELEKLER) olarak adlandırmışlardır..
Müslümanların Amentüsünde, Allaha imandan sonra hemen ikinci sırada (Amentü Billahi ve Melâiketihi…) Meleklere iman etmenin gereği, bu iman esasının ehemmiyetini ve kıymetini gösterir. Yani kainatta boşa yaratılan, abes/faydasız, gayesiz, maksadsız, hikmetsiz hiç bir yer ve hiç bir şey yoktur…
Tarih boyunca, bütün kavimlerin tarihlerinde ve rivayetlerinde, Semavattan, Gökten yani Uzaydan gelen (ve insan şekline girebilen) Varlıklarla yapılan görüşmeler ve bu Meleklere dair haberler binlercedir ve tevatür kuvvetindedir.. bütün Dinlerde Meleklerin varlığına iman edilmesi ve ve o Dinlerin takipçilerinin Meleklerden binlerce yıldır bahsetmesi de Uzayda yaşayan ama dünyaya vazifeli gönderilen Varlıkları isbat eder.
Bediüzzaman Said Nursi Hz’nin Risale-i Nur isimli Kur’an Tefsirinde ilk kitab olan SÖZLER’de 29. SÖZ, Meleklere ve Ruha dair isbat ve izahlar ile doludur.
(EVRENİN SIRRI GRUBU)