SUAL: Doğaya bakınsana bir. Bir sırtlan avını canlı canlı yiyor. Bizler bile bunlara dayanamazken Sonsuz Merhametli olan nasıl dayanıyor?

SUAL: Doğaya bakınsana bir. Bir sırtlan avını canlı canlı yiyor. Bizler bile bunlara dayanamazken Sonsuz Merhametli olan nasıl dayanıyor?

CEVAB: Ömer B… Allahın merhametinden fazla merhamet ve şefkat olmaz kardeşim. Var diyorsan hatalı yerde kullanıyorsun o şefkati..

Evvelen, sen de havucu, hıyarı, domatesi canlı canlı yiyorsun.. onlar da nebat ama canlı… yumurtayı pişirerek de yiyen var, pişirmeden kırıp içenler de var. O da tavuk embriyosu…

Insan biraz medenileşti, ateşi buldu diye tavuğu, kuzuyu, ineği pişirerek yiyor diye bu Rızık hakikati merhametsizlik mi oluyor şimdi? Hergün milyonlarca hayvan mezbahalarda kesiliyor ve insanlara rızık oluyor… Bu nimeti, merhametsizlik mi kabul ediyorsun?

Algeler bakterileri yiyor, küçük balıklar algeleri yiyor. Büyük balıklar küçük balıkları yiyor… Sen de balık yiyorsun… Bu balık rızkını yemen, Allahı merhametsiz yapar mı ?

O sırtlan zavallısı bazen bir ay yiyecek bir hayvan arıyor… zaten derisi kemiklerine yapışmış çoğunun… Sonra bir ceylan bulunca yemesi merhametsizlik mi, yoksa rızkının ona getirilmesi mi? Cenabı Hakkın şefkatinden fazla şefkat olmaz, var diyorsan, daha yüksek ve geniş hakikatleri göremiyorsun demektir…

Mesela Siyonist kafirlerin öldürdüğü Filistinli kadın ve erkek kardeşlerimiz Şehid olmakla, Peygamberlerden sonra en yüksek makamdaki Cennet köşklerini ve en yüksek nimetleri hem de ebediyyen kazandılar… Çocuklar zaten günahsızdı, imtihan başlamadan, günahlara dalmadan, Cennet ehli oldular, anne ve babalarıyla ebedi mutluluk ve beraberlik kazandılar…

Ha, şayet Cennetin , ebedi hayatın varlığında şüphen varsa, o şefkatin hakiki şefkat degilmiş zaten… çünki Hakiki şefkat, sevdiklerinden ebedi ayrılığı kabullenemez…

Bu ebedi ve beraber yaşamak hissini bize veren Allah, o hissin karşılığı olan Cenneti de veriyor. Nasıl ki dili, ağzı vermiş, karşılığı olan yemekleri, meyveleri, sebzeleri de vermiş… Gözü vermiş, gözün göreceği rengarenk bir âlemi de vermiş.

Ebedi yaşamak hissini vermiş, Ebedi Cenneti de yaratmış.. 4 Kitabın ve tüm Peygamberlerin aynı yalanda ittifak ettiklerini iddia etmezsin sanırım. Yani “vermek istemeseydi, istemek vermezdi”… Cenneti vermek istemeseydi, öyle bir hayatı istemek hissini de vermezdi… Bâkinin dostu ve sevgili kulu da bâkidir, ebedi yaşar.

Hem bu dünyada şer, kötü, zararlı, çirkin görünen şeyler, bir noktada kötü ise de 10 noktadan, bazen 100 yönden güzeldir, iyidir, hayırlıdır…

Ateş sadece elini veya evini yakmak için yaratılmadı… Bugünki medeniyetin ve maddi kalkınmanın temelinde ateş ve faydalı kullanımı var…

Aynen bunun gibi, herşey aslında güzeldir, iyidir. Çirkin ve kötü görünen şeyler ve hadiseler de NETİCELERİ itibariyla güzeldir, iyidir…

Şeytanın yaratılması, vesvese ilhamı vermesi, şerli kötü arkadaşlar ve insanlar, dahi , insanı mücahedeye, manevi cihada, mücadeleye sevkettiği için manevi terakkimize vesile ve sebebtirler.

Rabbimiz insanlık madenindeki kömürler ve elmaslar ayrılsın diye imtihan meydanı ve madeni olan bu dünyada, şeytanları ve şerli insanları yaratmış ki elmas gibi Peygamberler, Evliyalar, Asfiyalar, Kamil insanlar, âbid müminler beşeriyet içinde ortaya çıkmış… Kömür gibi Ebu Cehiller, Ebu Lehebler, Stalinler, Hitlerler, Maolar da o madende ayrılmışlar…

Demekki imtihan ve şeytanın yaratılması dahi şer ve kötü değildir.. Hayra ve güzel neticelere hizmet ediyorlar…

Risalei Nurdan ilhamen alıntılayan

Dr. Ali Kemal Pekkendir

 

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir