Bal Arısı ve Arı Suresindeki Tevhid

وَ اَوْحٰى رَبُّكَ اِلَى النَّحْلِ اَنِ اتَّخِذ۪ى مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا

 

ilh… Evet balarısı fıtratça ve vazifece öyle bir mu’cize-i kudrettir ki; koca Sure-i NAHL (Arı Suresi), onun ismiyle tesmiye edilmiş (adlandırılmış).

Çünki o küçücük bal makinesinin zerrecik başında, onun ehemmiyetli vazifesinin mükemmel programını yazmak ve küçücük karnında taamların (gıdaların) en tatlısını koymak ve pişirmek ve süngücüğünde zîhayat a’zâları (canlıların organlarını) tahrib etmek ve öldürmek hâsiyetinde bulunan zehiri o uzuvcuğuna ve cismine (vücuduna) zarar vermeden yerleştirmek; nihayet dikkat ve ilim ile ve gayet hikmet ve irade ile ve tam bir intizam ve muvazene ile olduğundan, şuursuz, intizamsız, mizansız olan tabiat ve tesadüf gibi şeyler elbette müdahale edemezler ve karışamazlar.

İşte bu üç cihetle mu’cizeli bu san’at-ı İlahiyenin ve bu fiil-i Rabbanînin, bütün zemin yüzünde (yeryüzünde) hadsiz arılarda, aynı hikmetle, aynı dikkatle, aynı mizanda (ölçüde), aynı anda, aynı tarzda zuhuru ve ihatası, bedahetle (apaçık) vahdeti (Rabbimizin Birliğini) isbat eder.

Şualar – 155

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir