DOKUZUNCU BÜRHAN
DOKUZUNCU BÜRHAN Gel, ey muhakemesiz arkadaş ! Sen şu sarayın sahibini tanımıyorsun ve tanımak da istemiyorsun. Çünki istib’ad ediyorsun (akıldan uzak sanıyorsun). Onun acib (hayret veren) san’atlarını ve hâlâtını, akla sığıştıramadığından inkâra sapıyorsun. Halbuki asıl istib’ad, asıl müşkilât ve hakikî suubetler (zorluklar) ve dehşetli külfetler, onu tanımamaktadır.Çünki onu tanısak, bütün bu saray, bu âlem bir tek şey gibi […]