Cennet’e dair, Cennet’ten daha güzel, hurilerinden daha latîf, selsebilinden daha tatlı olan beyanat-ı âyât-ı Kur’aniye kimseye söz bırakmamıştır ki, fazla birşey söylensin.
Fakat o parlak, ezelî ve ebedî, yüksek ve güzel âyetleri fehme takrib için bazı basamakları, hem o cennet-i Kur’aniyeden numune için bazı çiçeklerin numunesi nev’inden bazı nükteleri söyleyeceğiz. Beş rumuzlu sual ve cevabla işaret edeceğiz.
Evet, Cennet bütün lezaiz-i maneviyeye medar olduğu gibi, bütün lezaiz-i cismaniyeye de medardır. (Sözler – 497)
Allah mümin erkek ve mümin kadınlara altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları Cennetler ve Aden Cennetlerinde çok güzel ve hoş meskenler vadetmektedir. Allah’ın hoşnutluğu, rızası ise hepsinden daha büyüktür. İşte en büyük başarı ve kurtuluş budur. (Tevbe/72)
Gönülleri Allah’a saygıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanlara: “Rabbiniz ne indiriyor?” diye sorulduğunda onlar: “Sadece iyilik ve güzellik indiriyor” derler. İyilik yapanlara bu dünya hayatında güzel bir mükafat vardır. Ahiret Yurdu ise onlar için daha hayırlıdır. Gönüllerinde besledikleri o derin saygıyla Allah’a karşı gelmekten sakınanların varacağı Yurt gerçekten ne güzeldir ! (Nahl/30)
İman edip salih amel işleyenlere gelince, Rableri onları imanları sâyesinde doğru yola erdirecektir. Neticede onlar, içinde her türlü nimetin kaynadığı Cennetlerde yaşayacak; bahçelerinin arasından, köşklerinin altından ırmaklar akacaktır. (Yunus/9)
Onlar Cennette: “Allahım! Sen her türlü kusurdan ve ortaktan uzaksın!” diye dua edecek; birbirlerine olan iyilik ve âfiyet dileklerini ise: “Selâm!” sözüyle sunacaklardır. Dualarının sonunda da: “Âlemlerin Rabbi Allah’a Hamdolsun!” diyeceklerdir. (Yunus/10)
