Evren’de bir noktacık gibi olan İnsanın hakiki mahiyeti ve kıymeti:

İNSANIN HAKİKİ MAHİYETİ VE KIYMETİ :

Bilim adamlarının, özelikle astronomi veya kozmoloji alanlarında çalışanlarının, bize söyledikleri hatalı şeylerden biri bizim “kâinatın önemsiz bir köşesindeki küçük bir galakside ufak bir güneş sistemindeki silik bir güneş sistemindeki silik bir güneşin etrafında dönüp duran naçiz, küçük bir gezegen üzerinde bulunan değersiz bir varlık türü” olduğumuz fikridir.

Bu önermenin ideolojik niteliği açıktır. Onlar, değersiz olduğumuzu düşünmemizi istiyorlar, zira değersiz olmanın, insan türünü, muhtemel en önemli gaye olan, Allah’ın yeryüzündeki halifesi rolünü üstlenmek için yaratan Müşfik bir Yaradan’ın san’atı olmamız ihtimalini ortadan kaldırdığını düşünüyorlar. Yaradan’ın tecellisine şuurlu bir ayna olmaktan daha önemli ne olabilir ki? Bundan daha kayda değer ne olabilir?

Gelin görün ki, eşyayı hikmetli gayelerle yaratan bir Allah’ın varlığını kabul etmek, aynı zamanda bizim bazı sorumluluklarımızın bulunduğunu kabul etmek manasına da gelir elbette. Ve inançsız bilim adamı ve ideologların kolay kolay kabul etmeyecekleri şey işte budur. Bütün yaratılan varlıkların arasından O’nun yeryüzündeki temsilcisi olarak seçilmiş olduğumuza inanmak, her istediğimizi yapamayacağımıza da inanmak anlamına gelir. görev ve sorumlulukları olan yarartılmış varlıklarsak, bu istediğimiz gibi yapıp etmede özgür olmadığımız anlamına gelir. Oysaki biz sahiden değersiz bir dünyadaki naçiz bir varlık türü isek, tam da arzu ettiğimiz her şeyi yapabilirdik ve bunu yapamayacağımızı söyleyecek kimse de olmazdı.

Ve dayanamayacakları şey işte budur. Dilediğimiz her şeyi yapabilelim için, bir değerimizin bulunmadığını ve [mevcudata] ihtimam buyuran bir Yaradan’ın bulunmadığını düşünmemizi istiyorlar. Eğer biz değersizsek, bu, varlığımızın gerisinde hikmetli bir gaye olmadığı ve eğer varlığımızda hikmetli bir gaye yoksa mutlak ahlâkîlik…. ve saire diye bir şeylerin de bulunmadığı anlamına gelir.

Bundan dolayı onların saçmalıklarına kanmamalıyız. Aslında biz kâinatın kesinlikle en manidar yerinde, yerküre adı verilen son derece değerli bir yurtta yaşayan, varlıktaki *en* değerli türüz. Değersiz ya da gayesiz değiliz. Yaradan’ı olmayan bir kâinattaki dostsuz, arkadaşsız yalnızlar değiliz. Biz O’nun sevgilileriyiz ve O da bizim mahbûbumuz. İçimizden en az biri olmasaydı, hiçbir şeyi yaratmazdı. Ve bu değerli değilse, ne değerlidir ki?

Colin Turner

İngilizce aslından çeviri Muhammed Şeviker

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir