“KUR’AN BEŞER SÖZÜDÜR” DİYENE KUR’AN’IN CEVABI :
Eğer kulumuz (Muhammed’e) indirdiğimiz (Kur’an) hakkında şüphede iseniz, haydi onun benzeri bir Sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi / yardımcılarınızı çağırın (ve bunu ispat edin).
Bakara-23
Eğer, yapamazsanız – ki hiçbir zaman yapamayacaksınız – o hâlde yakıtı insanlar ve taşlar (putlarınız, heykelleriniz) olan ateşten sakının. O ateş kâfirler için hazırlanmıştır.
Bakara-24
Makam-ı ifham ve ilzamda (delil göstererek galip gelmek ve susturmak makamında) binler misallerinden yalnız şu iki misale bak:
Birinci misal:
وَاِنْ كُنْتُمْ ف۪ى رَيْبٍ مِمَّا نَزَّلْنَا عَلٰى عَبْدِنَا فَاْتُوا بِسُورَةٍ مِنْ مِثْلِه۪ وَادْعُوا شُهَدَٓاءَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ كُنتُمْ صَادِق۪ينَ
Yani: “Eğer, bir şübheniz varsa, size yardım edecek, şehadet edecek bütün büyüklerinizi ve taraftarlarınızı çağırınız. Bir tek suresine bir nazire (benzer) yapınız.”
“İşaratü’l-İ’caz”da izah ve isbat edildiği için burada yalnız icmaline (özetine) işaret ederiz.
Şöyle ki: Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan diyor:
“Ey ins ve cin ! Eğer Kur’an, Kelâm-ı İlahî olduğunda şübheniz varsa, bir beşer kelâmı olduğunu tevehhüm (zan) ediyorsanız, haydi işte meydan, geliniz !
Siz dahi ona Muhammedü’l-Emin (En Güvenilir Muhammed) dediğiniz zât gibi, okumak yazmak bilmez, kıraat ve kitabet görmemiş bir ümmiden bu Kur’an gibi bir kitab getiriniz, yaptırınız.
Bunu yapamazsanız, haydi ümmi olmasın, en meşhur bir edib, bir âlim olsun.
Bunu da yapamazsanız, haydi bir tek olmasın, bütün büleganız (belagatli yazarlarınız), hutebanız (güzel konuşan hatipleriniz), belki bütün geçmiş beliğlerin güzel eserlerini ve bütün gelecek ediblerin yardımlarını ve ilahlarınızın himmetlerini beraber alınız.
Bütün kuvvetinizle çalışınız, şu Kur’ana bir nazire (benzer, denk) yapınız.
Bunu da yapamazsanız, haydi kabil-i taklid olmayan hakaik-i Kur’aniyeden (Kuran’ın ders verdiği hakikatlerden) ve manevî çok mu’cizatından kat’-ı nazar (onlara bakmayalım), yalnız nazmındaki (âyetlerin diziliş ve tertiplerindeki) belâgatına nazire (benzer) olarak bir eser yapınız.”
فَاْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِه۪ مُفْتَرَيَاتٍ
ilzamıyla der: “Haydi sizden mananın doğruluğunu istemiyorum. Müftereyat (iftiralar) ve yalanlar ve bâtıl hikâyeler olsun.
Bunu da yapamıyorsunuz. Haydi bütün Kur’an kadar olmasın, yalnız بِعَشْرِ سُوَرٍ on Suresine nazire getiriniz.
Bunu da yapamıyorsunuz. Haydi, bir tek suresine nazire getiriniz.
Bu da çoktur. Haydi, kısa bir suresine bir nazire ibraz ediniz.
Hattâ, madem bunu da yapmazsanız ve yapamazsınız.
Hem bu kadar muhtaç olduğunuz halde; Çünki haysiyet ve namusunuz, izzet ve dininiz, asabiyet (inancınızı savunma gayreti) ve şerefiniz, can ve malınız, dünya ve âhiretiniz, buna nazire (benzer) getirmekle kurtulabilir.
Yoksa dünyada haysiyetsiz, namussuz, dinsiz, şerefsiz, zillet içinde, can ve malınız helâkette (tehlikede) mahvolup ve âhirette
فَاتَّقُوا النَّارَ الَّت۪ى وَقُودُهَا النَّاسُ وَ الْحِجَارَةُ
işaretiyle Cehennem’de haps-i ebedî ile mahkûm ve sanemlerinizle (put ve heykellerinizle) beraber ateşe odunluk edeceksiniz.
Hem madem sekiz mertebe aczinizi anladınız. Elbette sekiz defa, Kur’an dahi mu’cize olduğunu bilmekliğiniz gerektir. Ya imana geliniz veyahut susunuz, Cehennem’e gidiniz!”
İşte Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın makam-ı ifhamdaki ilzamına (delil sunarak mağlub etmekteki makamına) bak ve de:
لَيْسَ بَعْدَ بَيَانِ الْقُرْاٰنِ بَيَانٌ
Evet beyan-ı Kur’andan sonra beyan olamaz ve hâcet kalmaz.
Said Nursi, Sözler – 383
Gerçek Furkan isimli uydurma paçavrayı okuyanlar, Al Safi isimli kişi tarafından Amerikada yazıldığını biliyorlar…
Kuran 1450 senedir meydan okuyor… Kuran dan İhlas Suresine bir benzer getirsinler… getiremezler ! Sözler 25.Söz ve İşarat-ül İcaz Tefsiri, en kısa sureye benzer getiremeyeceklerini sebebleriyle izah ediyor…
Benzer demek, nazmı, belagati, edebi sanatları, beyan ettiği hakikatler, icraat ve tesiri, insanlık âleminde sebeb olduğu devrim ve değişim ve tarihi etkileri itibarıyla mukayese edilir… elbette 1450 senede 20 milyar müslümanın rehberi, önderi, hocası Kuran taklid edilemez…
(Parantez içindeki lügat ve izahlar, bana aittir)…