S: Kur’an niçin hic kutup ayısından yada kutuplardan bahsetmiyor? sadece çöl coğrafyasından, develerden, sıcaklardan, hurma ağaçlarından bahsediyor.. neden bir atomun, elementin Formülünü vermiyor ? yada neden evrensel bir dilde inmiyor ?
(yani soran demek istiyor ki islamiyet cihanşümul evrensel bir din/mesaj değildir. Sadece Arablara hitab eder. Evrensel olan ingilizce inseydi, herkese din olurdu.)
C: Delil, bilinen, görülen şeylerden verilir. 20. ve 21. Asrın insanları kolayca iman etsinler diye Mekke ve Medine’de hiç bilinmeyen Kutup Ayısından, Atom ve Elementlerin adından bahsetseydi, 6. Asırdan 20. Asra kadar milyonlarca insana Delil değil, Engel olurdu ve Tevhidi isbat hücceti olmazdı. Belki de inkarlarına sebeb olurdu.
O asırdan bugüne kadar avam (eğitimsiz) olsun, havas (egitimli aydın) olsun, herkese Allahın Sanatını, ilmini, kudretini isbat eden ve göze görünen Deliller olan Bakara, Buzağı, Arı, Sinek, Örümcek, Atlar, koyun, keçi, Sığır, Bal, Süt, Hurma, İncir, Zeytin, Buğday, Rüzgar, Gemi, Yağmur, Şimşek, Bulutlar, Ay, Dünya, Güneş, Yıldızlar, Burclar (galaksiler) Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz tarafından Tevhidi isbat hücceti olarak beyan edilmiştir.
Bu sanat eserlerini, hayvanları, gıdaları, bitkileri sizin putlarınız, (ve şimdiki modern putlar ve çağdaş şirk olan Tabiat/Doğa, Toprak, Atomlar, Evren, Zaman, Evrim, Tesadüf, Şans) yapamazlar, yaratamazlar. Bunları yapan Sonsuz Ilim ve Kudret Sahibi Rabbinizdir diyor.
Ayı, Dünyayı, Güneşi ve Yıldızları yörüngelerinde saniye şaşmadan çeviren, Evrim veya Tesadüf tanrılarınız değildir, Kainatın Sultanı olan Allah Celle Celâluhdür..
Bu deliller ile öncelikle Sahabileri, Arab Milletini imana getirdi. Sonra onların tebliğdeki sebatları ve ticaretteki dürüstlükleri sayesinde Türklere, Hind ve Malezya’ya, Endonezya’ya, Afrika’ya Kur’an’ın Tevhid mesajı ve iman ve islamiyetin esasları bir iki asır zarfında yayıldı.
Bununla beraber, “Bu Kitab’da yaş ve kuru (yani her şeyin çekirdekleri, esasları) bahsedilmiştir” Ayetinin ifade ettiği gibi, Alimler, çeşitli bilimlerin uzmanları, gerek maddi fenlerden gerek sosyal bilimlerden en kritik dersleri ve prensipleri her asırda Kur’an’dan istihrac edip çıkartabilmişler ve diğer uzmanlara, âlimlere göstermişlerdir..
Lâkin, Kur’an Tarih, Coğrafya, Fen kitabı değildir.. Kainatın Sultanı, insanları muhatab alarak, onların seviyesine tenezzül ederek (yani rahmet ve şefkatiyle onların anlayabileceği bir beşeri Lisan ile) Kainatın Rehber ve Kılavuzu olan Kelâmını o asrın (ve hatta bu asrın) en gelişmiş, en zengin Lisanı ile Kur’an’da indirmiştir.
İsimlerini verdiği mahlukattan (hayvanlar, meyveler, sebzeler, yağmur, güneş, ay vs) bahsetmesi, o mahlukat nâmına değildir, onları tanıtmak için onlardan bahsetmiyor. Onları, Kendi Kudretinin, sonsuz ilminin, ve Mucizevi Sanatının eserleri olduğu için bahsediyor ve Tevhide, varlığına, birliğine delil ve hüccet olarak kullanıyor…
1450 senedir, bütün beşeriyete ve hususan Kur’anın Allah Sözü olduğunu inkar eden alçak münkirlere ve kâfirlere meydan okuyor (challenge) ve onları bir tek Suresinin benzerini yapmaya davet ediyor. Ve Kıyamete dek yapamayacaksınız diyor. O kâfirleri dünyada rezillik ve rüsvalık ile, ahirette cehennem ateşi ile ebedi cezaya mahkum ediyor.
Bu 14 asırlık meydan okumaya rağmen, o kafir inkarcılar tarafından, Kur’an’ın değil tamamına, bir Suresine dahi misil/benzer getirip Kur’an davasını ortadan kaldırmak mümkün olmadı ki kılınç ile mücadele yolunu seçtiler. (İşarat-ül İ’caz, Risale-i Nur’dan mealen).
Şimdi de ateist, deist, komunist, materyalist, darwinist, bazı kemalist taifesinden inkarcılar Kur’an ile mücadeleye girerken, güya cevabı verilemeyecek zor sorular ile küfürlerini yaymaya ve bazı safları islamiyetten kopartmayi hedefliyorlar.
Arabça inen Kuran ile bugün beseriyetin dörtte birinin iman ve islamiyet yolunda gitmesi İslamiyetin evrensel olduğunu isbat etmez mi?
Arabca bilmeyen, ama Kuran tercümelerini, tefsirlerini ve islami eserleri kendi Lisanlarında okuyan milyonlarca gayrimüslimin İslama girmesi, en hızlı büyüyen Dinin İslamiyet olması, Hz Muhammed’in En Büyük Mucizesinin Kur’an olduğunu ve Onun Peygamberliğini kesin isbat etmez mi ?
Ümmi bir Zâtın 14 asır önce Arabistan çöllerinde getirdiği bir Mesaj ile, İslam Medeniyetini kurması, 10 asır Ümmetinin devletlerinin Dünyada Süper Güç olması, 14 asır boyunca ahlak fazilet, merhamet, şefkat, sosyal adalet ile beşeriyeti aydınlatması, Batı’nın meşhur Filozoflarınin islamiyet lehindeki beyanatları, Beyaz Sarayda, Kremlinde, Londrada her Ramazanda Başkanlarin iftar vermesine kadar, hepsi O Ümmi Zatın devam eden mucizeleri ve Nübüvvetinin /Peygamberliğinin delilleri ve Onun Davası Hak ve Allah’tan olduğunu isbat etmez mi ?
Internetin evrensel dilinin ingilizce olması da Kader noktasinda, Ingilizce Kur’an Mealleri ve ingilizceye tamamı tercüme edilmiş Risale-i Nur gibi Tefsirler sayesinde, milyonlarca gayrimüslimin ve ateistin, Kur’an’a, İslama, Tevhide kavuşmasına vesile oluyor… şahsi kanaatim bunda Hz İsa ve isevi ruhanilerin tesiri ve semavi bir muavenet ile Islam-İsevi ittifakına kapı açılıyor veya açıldı…
Dr Ali Kemal Pekkendir
ODTÜ Mak-82, Birmingham-99
Windsor, Londra, UK
Akpekkendir@yahoo.com
