ÜÇÜNCÜ BÜRHAN

Allah’ın varlık ve birliğine
ÜÇÜNCÜ BÜRHAN
 
Gel, bu müteharrik (hareket eden) antika san’atlarına * bak !
 
Herbirisi öyle bir tarzda yapılmış; âdeta bu koca sarayın bir küçük nüshasıdır (kopyasıdır). Bütün bu sarayda ne varsa, o küçücük müteharrik (hareketli) makinelerde bulunuyor.
 
* (Haşiye-5): Hayvanlara ve İnsanlara işarettir. Zira hayvan, şu âlemin küçük bir fihristesi (özeti) ve mahiyet-i insaniye, şu kâinatın bir misal-i musaggarı (küçültülmüş benzeri) olduğundan; âdeta âlemde (evrende) ne varsa, insanda nümunesi vardır.
 
(Maddi açıdan insan ve hayvan, dünyadaki ve evrendeki pek çok unsur ve elementi, vücudlarında taşımaktadır. Kalsiyum, Fosfor, Demir, Bakır, Silisyum, Azot, Karbon, Oksijen, Hidrojen, Sülfür, Potasyum, Sodyum, Klor, Magnezyum gibi… Halbuki bu elementlerin Hidrojen dışında diğer hepsi, bizim Güneş Sistemimiz dışında, Güneşimizden çok daha büyük ve çok daha sıcak yıldızların patlayıp ölmesi sırasında yaratılmış Elementlerdir. Yani o Elementleri binlerce ışık yılı uzaktan Dünyaya getirip, Yeryüzünün ateşten top olduğu bir dönemde Yeryüzünün hamuruna karıştıran Sonsuz Kudret, insan ve hayvanların vücudlarına da çok hassas ve doğru ölçülerde, o Elementleri, gıdalar kanalıyla, ekleyerek, vücudları inşa etmektedir.
 
Manevi açıdan da, insandaki ruh, kalb, hisler, latifeler, duygular, hayal gibi hasseler, kainattaki ve gayb âlemindeki bazı âlemler ile ilişkili, onların odak noktası ve nümuneleridir.)
Hiç mümkün müdür ki, bu sarayın Ustasından başka birisi gelip, bu acib (harika) sarayı küçük bir makinede dercetsin (yerleştirsin) ?
 
Hem hiç mümkün müdür ki, bir kutu kadar bir makine bütün bir âlemi içine aldığı halde, tesadüfî veyahut abes (gayesiz, faydasız, saçma) bir iş içinde bulunsun?
 
Demek bütün gözün gördüğü ne kadar antika makineler (hayvanlar ve insanlar) var, o Gizli Zâtın birer sikkesi (Onun mülkü olduğunu gösteren damgası) hükmündedirler. Belki birer dellâl (ilancı), birer ilânname hükmündedirler.
 
Lisan-ı halleriyle (vücudları, tasarımları, şekilleri, organları, kürkleri, renkleri ve yaşam tarzları ile) derler ki:
“Biz öyle bir Zâtın san’atıyız ki; bütün bu âlemimizi, bizi yaptığı ve suhuletle icad ettiği gibi kolaylıkla yapabilir bir Zâttır.”
 
Said Nursi Hz’nin 1926 yılında yazdığı Sözler kitabı- 281.sayfadan izah edilmiştir.
 
Dr. Ali Kemal Pekkendir
ODTÜ Makina-82, Birmingham-99
Windsor, İngiltere
akpekkendir@yahoo.com
 
 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir